Karakter Adı: Ingluvathor
Oyuncu Adı: ingluvathor
Sınıf: Şövalye
Geçmiş
çağlarda güçlü bir imparatorlukta küçük bir çiftçi ailesinde dünyaya gelen Ingluvathor,
küçüklüğünden itibaren tarlada çalışmaktaydı. Fakat çevresindeki arkadaşları, çiftçiliği
bırakıp savaşçı olması için onu yönlendiriyorlardı. Ingluvathor ailesinde tek
çocuk olduğu için annesi ve babasının yaşlılığında tarlada iş yapamayacakları
için ailesiyle yaşayıp tarlada çalışırken, hem de resim ve tasarımı çok sevdiği
için tapınak ve kaleler için çalışmak istiyordu.
Yine
tarlada çalıştığı sıradan günlerden birinde çok uzaktan gelen bağırmalar duydu.
Gelenlere baktı. İçlerinden birkaçı arkadaşlarıydı ve onlara seslendi.
Arkadaşları onun yanına gelip köye işgalcilerin saldırdığını söylediler. Ingluvathor
bir an çekinse de içinden gelen bir dürtü ile elindeki orakla gelen gruba
uzaktan baktı fakat tek başına ölmekten başka hiçbir şey yapamayacağını
biliyordu. O yüzden saldırıya karşı savunma için gelecek olan askerleri
arayarak köylüler ile kaçmaya başladı. Çalıştığı tarla ailesinin evinden çok
uzakta olduğundan ailesi için dua etmekten başka hiçbir çaresi kalmamıştı.
Bütün askerler kaçışan köylüleri büyük bir alanda toplamış ve açıklama
yapıyorlardı. Açıklamada işgalcilerin hangi köylerden geçtikleri söyleniyordu
ve sayılan köyler içinde ailesinin de yaşadığı köy vardı. İçinden ağlamak gelse
de artık onun için duyguların hiçbir önemi kesinlikle yoktu çünkü önemsediği
tek şey ellerinden kayıp gitmişti.
Askerler
halka sesleniyordu "Devletini korumak için savaşmak isteyen var mı?".
Ingluvathor bu sesi duymuş ve içindeki öfke daha da alevlenmiş ve gözünü
tamamen kan bürümüştü. Hızlı adımlarla komutanın yanına gitti ve "Ben
savaşmak istiyorum." dedi. Komutan onun bu cesaretinden etkilenmiş
gözlerindeki öfkeyi görmüştü. Komutan ona baktı, bayağı kalıplı ve kaslı
olduğunu gördü ve bir şövalye zırhını giyebileceğini düşündü. Ona ağır ve güçlü
bir zırh ve ayrıca çok keskin bir kılıç verdi. Ingluvathor bu dünyadaki ilk
savaşına katılıyordu. Her ne kadar cesaret dolu olsa da tecrübesizliği onu
korkutuyordu fakat artık çok geçti. Savaşa girdiler ve kazandılar. Ingluvathor
bu savaşta hiç görmediği kadar kan görmüştü ve kendi elleri ile birçok kişinin
hayatına son vermişti. Şehre geri döndüklerinde komutanı ondan zırhı ve kılıcı
geri istedi fakat Ingluvathor iade etmek istemedi ve komutanına "Hayatta
yapacak hiçbir şeyim kalmadı ve ailem de öldü, kendimi bu ülke için savaşmaya
adamak istiyorum." dedi. Komutan tekrar etkilenmişti ve onu asker eğitimi
alması için yanlarında götürdü.
Seneler
geçmiş ve artık usta bir savaşçı olmuştu genellikle ağır zırh ve kılıçlarla
savaşsa da normalde ağır malzemeler kullandığından hafif bir zırh ve keskin bir
kılıçla da normal bir savaşçının olduğundan daha bütün bir şekilde savaşıyordu.
O artık gözleri imparatorluğuna saldıranları öldürmekten başka hiçbir şey
görmeyen sadık bir şövalyeye dönüşmüştü.
Yorumlar
Yorum Gönder