Ana içeriğe atla

Karakter: Wasp


Karakter Adı: Wasp
Oyuncu Adı: Wasp_117
Sınıf: Büyücü

                İnsan bir anne ve iblis bir babanın beraberliğinden meydana gelen bir çocuktum. Başlarda hiçbir problemin boy göstermediği küçük bir kasabada yaşamımızı sürdürüyorduk. Aynı evin çatısı altında büyüdüğüm bir ikiz kardeşim de vardı. Her ne kadar birbirlerine fiziksel anlamda tıpatıp benzeseler de aslında tamamen birbirinin tamamen zıttı olan iki ikiz kardeş… Zaman içerisinde ne olduysam, neye yöneldiysem bunu biraz da olsun bu zıtlığa borçluyumdur.
                Henüz 7-8 yaşlarındayken babamız tarafından büyü ile gerçek anlamda tanıştırılmaya başlandık. Zaman ilerledikçe meydana gelecek olaylar ailemizin buna zemin hazırlamasına sebep olmuştu. Bu zorunluluğun yanı sıra içten içe ikimizde de kişisel potansiyelimizin haricinde kanımızdan gelen muazzam bir büyü gücüne sahiptik. Ebeveynlerimiz tarafından da fark edilen bu güç bizleri iyi amaçlar doğrultusunda ilerletmek istiyordu. Bu amaç doğrultusunda babamız tarafından büyü ile ilgili her şey bize aktarılmaya çalışılıyordu. Yıllar geçtikçe bir anlamda ilerleme kaydettiğimiz de aşikardı. İkizim büyü gücüyle her şeyi yapabileceğini düşünen ve bunun yüzünden kendisinin ve çevresindekilerin hayatlarını sürekli tehlikeye atan biri olarak varlığını sürdürüyordu. Yaşadıklarından ders almayıp kendini değiştirmeyi başaramadığı sürece artık babamın gözünde eski yerini edinemeyecekti. Ben ise ne olmam gerektiğinden çok ne olmamam gerektiğini ikizim sayesinde gözlemliyordum ve nasıl olmamız gerekiyorsa öyle davranıyordum. Geçen onca zaman bana ne katıyorsa ikizimden de bir o kadar eksiltiyordu. Kasabada ise kara bulutlar ufaktan yüzünü göstermeye başlamıştı. Farklı krallıklardan gelen kötü büyücüler bu huzurlu kasabayı kendi korkunç emelleri için kullanarak burayı bir savaş ortamına dönüştürmek ve tüm evrene kendi kötülüklerini yaymak istiyorlardı. Başlarda buna dirensek de zamanla kendi içimizde de bu isteğe karşı yenilmeye başlamıştık. Kimisi bunu umursamıyor, kimisi onlardan tarafa geçiyor, kimisi burayı terk ediyor, kimisi de mücadele edip bu kaos ortamında başarı sağlamak istiyordu. Bizler mücadele eden tarafta kendi yerimizi belirlemiştik. Bir kişi eksik… Yaşanan onca yıl ikizimin bizimle hayata tutunmasına yardımcı olamamıştı. Söylenen sözler, söylenecek sözler artık anlamını yitirmişti. Kendisi aşırı özgüvenini, hırsını, kendi gölgesiyle yüzleşmeden ve kendisini evrenin bir parçası değil merkezi olarak görerek karşımızda yer edinerek bir kez daha belli etmişti. Yaşananlar bir yana kötülük de yavaş yavaş istediğini elde etmeye başlamıştı. Durum ciddileşiyor lakin bizler yapıcı adımlar atamaz hale geliyorduk.
                Umutsuzluğun tam da iliklerimize kadar hissettirildiği zaman içerisinde kendi gücümün farkına varmam gerektiğinden yine beni eğiten babam tarafından bir boyut kapısı aracılığıyla başka bir gezegene gönderildim ve orada farklı bir yoldan eğitilerek muazzam güçlü bir büyücü haline getirildim. Gücümü fark etmekten çok artık özümsemiştim. Yeteneğimi kendim için değil insanlık için kullanmam gerektiğine her şeyden çok inanıyordum. Beni bu yaşıma getiren olgular dirayetli biri olmama da neden olmuştu. Geri döndüğümde elbette her şeyin aynı olmasını beklemiyordum ama kendimi bunca yokluğun içerisinde de hayal etmemiştim. Sonrasındaki her şey ise yabancıydı: evler, varlıklar, insanlar… Aradığımı bulamayınca kendimi yollarda elle tutulur bir şey ararken buldum. İçimdeki bu dürtü beni buna itiyordu. Önceki kaybedişin boşuna gitmesini istemiyordum. Tüm bu ruhsal savrolmanın, göz yaşlarının, dağılan saçlarımın arasından işte orasıyla karşılaştım. Nilüfer tüm ihtişamıyla karşımda bana göz kırpıyordu. İşte tam da o an olmam gereken yerin burada, insanlığından yanında olması gerektiğini baştan aşağı hissetmiştim. Nilüfer beni ben yapacak, içimdeki kıvılcımları ateş toplarına çevirecek olan yegâne yerdi.

Yorumlar